-
1 bel
поясни́ца (ж) та́лия (ж)* * *I1) поясни́ца, та́лияbel omurları — поясни́чные позвонки́
ince bel — то́нкая та́лия
2) уще́лье, дефиле́3) мор. сре́дняя часть ко́рпуса ( корабля)••- bel bağlamak
- beli bükük
- beli bükülmek
- beli çökmek
- belini doğrutmak
- bel vermek IIпопа́та, за́ступbel bellemek — рыть / копа́ть лопа́той
См. также в других словарях:
bel bellemek — toprağı belle kazmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bel — 1. is., Far. bel Toprağı aktarmaya veya işlemeye yarayan, uzun saplı, ayakla basılacak yeri tahta, ucu sivri kürek veya çatal biçiminde bir tarım aracı Birleşik Sözler çatal bel Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller bel bellemek 2. is., anat. 1)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bellemek — 1. nsz 1) Öğrenip akılda tutmak Kasım lodosla girdi mi kış yumuşak olur diye bellemiş atalarımız. H. Taner 2) Sanmak Yumuşak, sabırlı, şefkatli bir insan bellemişsin. H. Taner 2. i Bel (III) denilen araçla toprağı işlemek, aktarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük